28/05/2019
Blog
Çocuk ve Edebiyat
Bir çocuk, edebiyata ilk kez ne zaman temas eder? Ya da soruyu çevirip şöyle soralım: Edebiyat, dünyayı teşrif etmiş bir çocuğa ilk kez ne zaman dokunur? İlk etkileşim hangi evrede gerçekleşir? Çocuğun işittiği ilk ninniyle başlayan bu etkileşim, masallarla zenginleşir. Derken tekerlemeler, şarkılar, şiirler, hikâyeler, romanlar… Aslında edebiyat, yaşamı boyunca çocuğa eşlik eder.
Peki, edebiyat ve çocuğun yolları her dönemeçte kesişiyorsa biz yetişkinlere düşen görev nedir? Çocuğa yol arkadaşlığı yapacak edebiyat eserlerini, en verimli olanını bulmak için bir süzgeçten geçirmek. Ama adlarını saymaya bile zamanımız yetmezken bunca kitabı elememiz, doğru olanı bulmamız nasıl mümkün olacak? Ya da bir eserin “doğru kitap” olduğunu nasıl anlayacağız? Zevklerin, beğenilerin bunca çeşitlendiği günümüzde doğru seçeneği tercih ettiğimizden emin olmanın yolu nedir?
Dünya edebiyat tarihini yokladığımızda, çocuklara yönelik ilk eserlerin 1700’lü yıllarda yazılmaya, basılmaya başlandığına tanık oluyoruz. Şöyle kaba bir hesapla “çocuk edebiyatı” dediğimiz alanın yaşının 300 küsur yıl olduğunu görürüz. Bu süre, ülkemiz için çok daha kısadır. Tevfik Fikret’in “Şermin”i yazmasının üzerinden henüz 100 küsur yıl geçti.
Anlaşılıyor ki “doğru kitap”ın peşine düştüğümüzde yolumuzu kesen binbir tereddüdün üstesinden gelmenin yollarını bulmalıyız. Öncelikle çocuğumuza sunacağımız kitabı, biz okuyacağız. Veya zevkine, anlayışına güvendiğimiz ve çocuğumuzu tanıyan birinin önerilerine başvuracağız. Dijital olanakların hızla arttığı günümüzde kitap hakkındaki yorumlara, okuma deneyimlerini paylaşan okur ebeveynlerin görüşlerine göz atmak da verimli bir yol olabilir. Bir kitabın çok okunması, diğer ifadeyle “popüler”leşmesi de o kitap hakkında bize bir fikir verebilir. Öğretmenlerimizin görüşleri de elbette çok kıymetlidir. Ama bunun kestirme bir yolu daha var: Yayıncıya güvenmek.
Düşünün ki çocuğunuzun kişilik gelişimine, estetik bakış açısına, birlikte yaşama kültürüne, benlik algısına son derece saygılı ve tüm bunları güçlendirmenin yollarını arayan bir yayınevi var… Yaş aralığına uygun olduğu sürece her eserini tereddütsüz okutabileceğiniz, önerebileceğiniz bir yayınevinden söz ediyorum. Evrensel değerleri benimsemiş, çocuk edebiyatının niteliklerini kavramış yazarların, alanında yetkin uzmanların kaleme aldığı eserleri yayımlamayı ilke edinmiş bir yayınevi… Bu, birçok okuma sorunumuzu bir anda aşmamızı sağlamaz mıydı? Kısacası yayınevinin ilkelerini öğrenmek, yayımladığı eserlere bakmak çok kestirme bir yoldur. Bilimsel kurulu, yazar ve çizer kadrosu güven veriyorsa neden olmasın…
Herkese keyifli, verimli okumalar dilerim.
Sibel ALTINER